Kişinin yemek yemesinin ardından geçen 2 saat sürenin sonunda yapılan testte elde edilen kan şekeri değerine tokluk kan şekeri denilmektedir. Tercihen sabah kahvaltısından 2 saat sonra ki kan şekeri ölçümü alınmalıdır. Tokluk kan şekeri testi ile kandaki glikoz düzeyi tespit edilmekte ve diyabet riski belirlenmektedir.
Tokluk Kan Şekeri
Yazı İçeriği
- 1 Tokluk Kan Şekeri
- 2 Tokluk Kan Şekeri Nedir?
- 3 İnsülin Direnci Nedir?
- 4 Tokluk Kan Şekeri Nasıl Yorumlanır?
- 5 Tokluk Kan Şekeri Yüksekliği Neyi İfade Eder?
- 6 Tokluk Kan Şekeri Düşüklüğü Neyi İfade Eder?
- 7 Tokluk Kan Şekeri Yüksekliği ve Düşüklüğünde Ortaya Çıkan Semptomlar Nelerdir?
- 8 Diyabet Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?
Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, pankreas organının yeterli miktarda insülin hormonu salgılayamaması ve ya insülin hormonunun çeşitli sebeplerle işlevini yerine getirmemesi sonucunda gelişmektedir. Buna bağlı olarak kandaki glikoz miktarı kontrolsüz bir şekilde artış göstermekte ve ilerleyen süreçlerde çoğu organa zarar vermektedir.
İnsülin hormonunun üretimi ve işlevi konusunda aksaklık yaratan durumlar diyabet tablosunu farklı şekillerde sınıflandırmaktadır.
Salgılanan insülin hormonunun, vücudun oto-immün sistemi tarafından engellenmesinde tip 1 diyabet tanısı konulurken; insülin hormonunun yeterli olduğu halde hücre içine girişinde oluşan engellerle ilgili genetik vb. faktörlere bağlı olarak sorun yaşanması gibi rahatsızlıklarda tip 2 diyabet tanısı konulmaktadır. Bu durum da kandaki glikoz seviyelerinin kontrolsüz bir şekilde artış göstermesine neden olmakta ve birtakım rahatsızlıkları beraberinde getirmektedir.
Kişilerde meydana gelen diyabet hastalığı ilerleyen süreçlerde kardiyovasküler mortalite ve böbrek yetmezliği, çeşitli organlarda sinir hücreleri harabiyetleri gibi hastalıklara sebep olabilmektedir. Bunun için diyabet tanısı konulan ya da genetik vb. faktörlerden diyabet şüphesi bulunan kişilerin açık ve tokluk kan şekerlerini düzenli olarak öğrenmesi oldukça önemlidir.
Tokluk Kan Şekeri Nedir?
Kan şekeri; vücudun temel besin grupları arasında büyük bir önemi olan karbonhidratların metabolizması sonucu ortaya çıkmaktadır. Yeterli karbonhidrat alımında vücutta gerekli enerji sağlanmakta ve metabolik olaylar sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir.
Glikoz, her ne kadar vücudun en önemli enerji kaynağı olsa da hücrenin içine giremez ise kontrolsüz bir şekilde yükselmesi sağlığı tehdit etmektedir.
Bu noktada kandaki glikoz miktarını öğrenmek için açlık ve tokluk kan şekeri gibi testler yapılmaktadır.
Kişinin yemek yemesinin ardından geçen 2 saat sürenin sonunda yapılan kan şekeri testine tokluk kan şekeri testi denilmektedir. Tercihen sabah kahvaltısından 2 saat sonra ki kan şekeri ölçümü alınmalıdır. Tokluk kan şekeri testi ile kandaki glikoz düzeyi tespit edilmekte ve diyabet riski belirlenmektedir.
Tokluk ve açlık kan şekeri testleri diyabet hakkında risk bilgisi verse de tanı koymak için tek başına yeterli bir test değildir.
İnsülin Direnci Nedir?
Vücuttaki pankreas organından üretimi sağlanan insülin, insan vücudu için oldukça önemli olan bir hormondur. İnsülin hormonu sayesinde metabolizma desteklenmekte ve enerji ortaya çıkmaktadır.
İnsülin direnci; kandaki glikoz oranını kontrol etmek adına gerekli olan insülin hormonunun işlev bozukluğuna uğraması olarak tanımlanabilir.
Çeşitli nedenlere bağlı olarak pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ve üretilen insülinin etkisiz kalması sonucunda, insülin direnci ortaya çıkmakta ve kandaki şeker enerjiye dönüştürülememektedir.
İnsülinin görevini yerine getirmediği ya da yeterli miktarda üretilememesi sonucunda ise kişilerde şeker hastalığı görülme ihtimali artmaktadır.
Tokluk Kan Şekeri Nasıl Yorumlanır?
Yemek yedikten 2 saat sonra ölçülen kandaki şeker miktarı tokluk kan şekeri olarak adlandırılmaktadır. Diyabet tanısı konulan ya da diyabet şüphesi bulunan kişilerin takibi için tokluk kan şekeri büyük önem arz etmektedir.
Yemek yemenin ardından geçen 2 saatlik süre sonuna göre;
Normal Değer
|
100 – 140 mg/dL |
Gizli Şeker (Pre-Diyabet) | 140 – 199 mg/dL |
Diyabet | 200 mg/dL ve üzeri |
Yukarıdaki tabloda belirtilen değerler, ölçüm yapılan laboratuvarlara göre ufak değişiklikler gösterebilmektedir. Bu noktada kişiler referans değerleri konusunda bilgilendirilmektedir.
Tokluk Kan Şekeri Yüksekliği Neyi İfade Eder?
Tokluk kan şekeri yüksekliği, ölçüm sonucunun 200 mg/dL ve üzerinde olmasını ifade etmektedir. Bu durum şeker hastalığı ya da şeker hastalığına yakalanma riskini ortaya koymaktadır.
Bu sebeple tokluk kan şekerinin 200 mg/dL ve üzeri çıkması sonucunda kişiler tekrar teste tabi tutulmakta ve çıkan sonuçlar yeniden incelenmektedir.
Test sonucu çıkan değerlerin 140 – 199 mg/dL aralığında olması ise gizli diyabet olarak da bilinen pre-diyabete işaret etmektedir.
Pre-diyabetten diyabete geçiş dönemi oldukça fazla yaşanmakta ve pre-diyabet durumundaki kişiler risk atında kabul edilmektedir.
Ayrıca pre-diyabet tanısı konan kişilerin kalp hastalığı geçirme riski normal bireylere göre oldukça fazladır. Pre-diyabet, diyabet kadar komplike olmadığından dolayı yaşam tarzı değişikliği ve sağlıklı beslenme ile etkileri hafifletilebilmekte ve diyabete geçiş süresi azalmaktadır.
Tokluk kan şekerinin referans aralığından fazlaca yüksek olması, damar sertliği denilen aterosklerozu da beraberinde getirmektedir.
Tokluk Kan Şekeri Düşüklüğü Neyi İfade Eder?
Tokluk kan şekeri düşüklüğü, ölçüm sonuçlarının 50 mg/dL ve altında çıkması sonucunda görülmektedir. Hipoglisemi yani şeker düşüklüğü olarak da bilinen bu değerler, hiperglisemide olduğu gibi yolunda gitmeyen bir durum olduğunu göstermektedir.
Tokluk kan şekeri düşüklüğünün en belirgin nedenleri arasında; yetersiz beslenme gelmektedir. Karbonhidrat bakımından düşük besinlerin alınması ya da gün içerisinde karbonhidrat tüketiminden kaçınmak kan şekerinin hızlıca düşmesine sebebiyet vermektedir.
Kişilerde ölçülen açlık ve tokluk kan şekeri değerlerinin düşük çıkması halinde bir doktor kontrolüne gitmesi önerilmektedir. Sürekli olarak tekrarlayan hipoglisemi durumları ileri vadede böbrek yetmezliği ve kalp rahatsızlıklarına neden olmaktadır.
Tokluk Kan Şekeri Yüksekliği ve Düşüklüğünde Ortaya Çıkan Semptomlar Nelerdir?
Tokluk kan şekerinin 200 mg/dL ve üzerinde olması durumuna hiperglisemi adı verilmektedir. Kısa sürede kontrol altına alınması gereken hiperglisemi durumlarında kişilerde genel olarak şu belirtilerle karşılaşılmaktadır:
- Sürekli idrara çıkma isteği
- Ağızda kuruluk ve su içme isteği
- Sürekli açlık hissi
- Çabuk yorulma ya da geçmeyen halsizlik
- Görme kalitesinde azalma
Tokluk kan şekerinin hatta gün içinde herhangi bir saate ölçülen şekerin 50 mg/dL ve altında olması durumuna hipoglisemi denilmektedir. Hiperglisemi kadar hipoglisemi de oldukça tehlikeli bir rahatsızlıktır. Tıpkı diyabet gibi ileri vadelerde organ yetmezliğine sebep olmaktadır. Hipogliseminin belirtileri ise genellikle şu şekildedir:
- Aşırı sinir ve stres
- Tremor (Titreme)
- Nabız yükselmesi
- Ani vücut sıcaklık değişimleri
- Baş dönmesi
- Ani acıkma
- Şiddetli baş ağrısı
- Görme kalitesinde azalma
- Konsantrasyon bozukluğu
- Anksiyete
Diyabet Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?
Diyabet hastalarının tedavi süreci komplikasyonlara yönelik olarak yapılmaktadır. Bunun için, diyabetin sebep olduğu ve olabileceği rahatsızlardan korunmak için kişilerin yaşam tarzlarında değişiklik yapmaları gerekmektedir.
Bunlardan ilki doktor kontrolünde de yapılabilecek olan egzersizlerdir. Diyabet hastalarının düzenli egzersizi hayatına dahil etmesi kilo dengesini de korumaya yardımcı olacaktır.
Tip 1 diyabet tanısı konan kişilerde yapılabilen tedaviler arasında, insülin hormonunun enjekte yöntemiyle dışarıdan alınmasıdır. Bunun için doktorlar uygun dozlardaki insülinleri hastalara vermekte ve hastaların yaşam kalitesini arttırmasına yardımcı olmaktadır.
Tip 2 diyabet hastaları ise insülin hormonu yerine antidiyabetik ilaçlar ile tedavi görmektedir. Bu ilaçlar ile diyabetin olası riskleri engellenmekte fakat hastalık tamamen ortadan kaldırılamamaktadır.
Bu makale tıbbi tavsiye olarak yorumlanmamalıdır. Sağlıklı yaşam rutininizde herhangi bir değişiklik yapmadan önce lütfen doktorunuzla görüşün.